|"Rufus",dedi Vivaldo birden,"inan bana,biliyorum,biliyorum -tam olarak anlayamadığım bir sürü şey canını acıttı.(...)Tam olarak anlayamadığım bir sürü şey benim canımı acıtıyor."|

Böylece ben de gayrı-ihtiyarı masadan atlayıp rafa yöneldim.Onca kara kitap,hepsi birbirine benziyordu ve hepsi ilgi çekmekten yoksundu."Bir dahaki sefere romanımı da yanımda götüreceğim" diye düşünerek saate baktım.Üzüntüyle 15 dakikamın daha olduğunu gördüm.Sonra da bu kitabı fark ettim.
Şöööyle bir bakmak için elime
aldım.Sonra sayfalarını karıştırmaya,sonra da okumaya başladım."Okurum
bunu ben.Çokta iyi olur,güzel olur." dedim kendi kendime ve deftere
kitabı aldığıma dair gerekli notları düşerek -ki o arada zil de çaldı-
mutlu mesut sınıfıma gittim.
Hayatımda okuduğum en ağır kitaptı
bu.Anlaşılmazlık açısından değil.O kadar ağır bir havası vardı ki,ister
istemez insanın için kasvet basıyor.Karakterler öyle yalnız,öyle
problemli ve mutsuzlar ki...
Siyahlarla beyazların arasındaki
mücadele,eşcinseller ve biseksüeller ve bunların toplum tarafından
dışlanmışlığı... Varın karakterlerin ruh hallerini siz düşünün...
Mutsuz evlilikler mi ararsınız yoksa
atlatılamayan acılar mı? Geçmişin hayaletlerinin insanların yakasına
nasıl yapışabileceğini merak ediyorsanız bir fikir
edinebilirsiniz.İnsanlardan nefret etmek,dünyadan nefret etmek,kendinden
nefret etmek nasıldır tahmin edemiyorsanız,kitaptan öğrenecekleriniz
var demektir...
Ah,evet,kitaptan kesinlikle öğrenecekleriniz var!
Benim gibi normal aşk
ilişkilerini,bir kadın ve bir erkeğin birbirini istemesini ve sevmesini
anlayamayan bir hödük bile iki erkek arasındaki aşk hakkında gerçekten
bir fikir edinebildiyse kitaptan kesinlikle çok şey öğreneceksiniz
demektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder