Pazartesi, Şubat 04, 2013

İlk Acı

Michael Parkes
(...)
Trapez sanatçısı ve menajer, bir gün yine turnedelerdi; trapez sanatçısı kompartımanın bagaj bölümüne yatarak hülyalara dalmış, menajer ise pencere önündeki koltuklardan birinde oturmuş kitap okuyordu. Trapez sanatçısı birdenbire, alçak sesle menajerle konuşmaya başladı. Menajer gelecek emirlere hazır, kulak verdi. Trapez sanatçısı, gösterileri için artık bir değil, karşılıklı iki trapeze gereksinim duyduğunu açıkladı. Menajer hemen kabul etti bu isteği. Menajerin bu kabulünün reddetmesi denli önem taşımadığunu kanıtlamak istercesine, trapez sanatçısı bundan böyle asla tek trapez üzerinde gösteri yapmayacağını yineledi. Aynı işi ikinci kez yapmak düşüncesi bile onu titretir gibiydi. Menajer duraksarken trapez sanatçısını incelemeye koyuldu; arzusunu olumlu bulduğunu, iki trapezin tek trapezden elbette üstün olduğunu, üstelik bu yeniliğin gösterilerine yararlı olacağını ve renk vereceğini söyledi. Trapez sanatçısı o anda hıçkırarak ağlamaya başladı. Menajer neye uğradığını şaşırarak ayağa fırladı, trapez sanatçısına nesi olduğunu sordu. Yanıt alamayınca koltuğun üzerine tırmandı, trapez sanatçısını okşamaya başladı, yüzünü onun yüzüne dayadı, sanatçının gözyaşları menajerin yüzünü de ıslattı. Pek çok soru ve şaşırtıcı sözden sonra, trapez sanatçısı hıçkırarak, "Sadece tek bir trapezle yaşamayı nasıl sürdürebilirim!" dedi. Bu söz üzerine, trapez sanatçısını yatıştırmak kolaylaşmıştı; menajer ilk istasyondan varacakları şehirdeki sirke ikinci trapezin hazır edilmesi için telefon edeceğine söz verdi; bunca zamandır trapez sanatçısını tek trapez üzerinde çalışmak zorunda bıraktığı için kendisini suçladı, en sonunda, bu vahim hatanın farkına varmasını sağladığı için trapez sanatçısına övücü sözlerle teşekkür etti. Bu yolla trapez sanatçısını yatıştırdı, dönüp eski yerine oturdu. Nedir, kendisi hâlâ yatışmamıştı; kitabını okumayı sürdürüyor ama beri yandan kaygıyla trapez sanatçısına bakıyordu. Bu üzücü düşünceler sanatçının içine bir kez girmeye görsün, artık tamamen yok olmaları mümkün müydü? Bu düşünceler zaman içinde giderek güçlenmeyecekler miydi? Bunlar sanatçının var oluşunu tehdit etmeyecek miydi? Ağlama nöbetini izleyen sakin uyku sırasında, menajer gerçekten de sanatçının alnında ilk kırışıklıkların belirdiğini görür gibi oldu.

Franz Kafka

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder