Pazartesi, Ekim 22, 2012

HAR Üzerine

Görsel buradan.
Har hakkında ne söylesem, nasıl söylesem bilemiyorum, başlamak gerçekten zor ve devamının gelmeme ihtimalinin yüksek oluşu da elimi kolumu bağlıyor. Öte yandan hiçbir yorumda bulunmadan geçmek de istemiyorum.

Murat Uyurkulak ile bu kitap sayesinde tanıştım. Oysa Tol'u yazmış daha önce. Okuyanlar da "Önce Tol okunsun" demişler, öyle olmadı. Görseli aldığım blog yazarı Tol'u okuduktan sonra Har'ın kendisini biraz hayal kırıklığına uğrattığından söz etmiş. Bu yorum beni Tol adına meraklandırdı açıkçası, beklentimi de biraz yükseltti.

Murat Uyurkulak bir ejderhanın mide fesadından vücut bulan bir ülkeyi anlatıyor - ki üzerinden ekşi kokulu dumanlar tütmesi bundandır diyor.

Har'da gerçek, hayali karakterler vesilesiyle anlatılıyor. Yamuk'lardan söz ediliyor, ki aslında onlar biziz. Savaştan dem vuruluyor ki aslında o söz etmek istemediğim bir şey.

Har pek fazla anlatamadığım, mekân değişikliğim ve adaptasyon sürecime denk gelerek sekteye uğrayan, etkileyici, yer yer sarsıcı bir kitap sanki.

Bu yetersiz ve karmaşık yorumdan sonra "okumam" diyecek olursanız, demeyin.
Okuyun. Çünkü zamanın latif bir rüzgâr, hakikatin nazif bir yaprak olduğunu idrak ettiyseniz, hem vakit çabuk geçerdi hem de anlattığınız hikâye güzel olurdu. 
Ve yazar muhtemelen bunu idrak etmişti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder