Perşembe, Temmuz 19, 2012

PUCCA GÜNLÜK 2

ve geri kalan her şey

"hepsini de affettim, zaten 

hiçbirinin soyadı bana yakışmıyordu"

Kapak Tasarımı: Ebru Demetgül
Yayın Evi: Okuyan us Yayınevi
Yayın Yılı:14.Baskı / İstanbul, Kasım2011

ARKA KAPAK:

Türkiye'de blog denince akla ilk onun ismi geldi. Birçok insanın blog açma nedeni olurken, onu okuyan herkesin bazen dert ortağı, bazen de en çok güldüğü arkadaşı oldu.

İlk kitabı "Küçük Aptalın Büyük Dünyası" , "blog" nedir bilen bilmeyen herkesin tatil çantasındaki yerini aldı. Pucca, ünlü- ünsüz, onu okuyan herkesi kendisine hayran bıraktı. Yazdıklarını okuyan onunla birlikte öfkelendi, onunla birlikte ağladı, onun şapşallıklarına karnı ağrıyana kadar güldü.
Okurlar, aylarca hikayenin devamını bekledi, Pucca ise hep bir mutlu sonu...

Şimdi zamanı geldi, Pucca, merakla beklenen ikinci kitabı "ve Geri Kalan Her Şey"le aramızda!

İlkinin aksine, Pucca ikinci kitapta neyi, kimi anlatıyor kimse bilmiyor. Sürprizlerle dolu geri kalanlarda, Pucca'nın eğlenceli, komik, bazen de hüzünlü anlatımıyla günlüğünün devamını okuyoruz. Yazarımız, ikinci kitaptan sonra battaniyenin altından çıktı, farklı ve yepyeni bir dünyada yerini aldı.

Şimdi biz de hep birlikte battaniyelerimizin altından çıkıp onun yeni dünyasına giriyoruz.
  • Bir kişiyi gideceğini, canını acıtacağını, seni milyon kez kıracağını bile bile sevmek! Aynen diyetteyken pasta yemek gibi... Sonrası vicdan, sonrası kendine acıma, kızma, zamanı geri alsaydım derdi, sonrası pişmanlık... (sf.7)
  • Allah'ın neden popoyu arkamıza yaptığını da anladım! İyi ki arkamdaymış her gün o garip şeye bakmaya nasıl dayanırdı yüreğim? (sf.83)
  • ..oturup saatlerce yaptığı işi öven adamın zannetmiyorum ki harika bir hayatı olsun. Ya asosyal, yıllık izni alınca ilk geldiği yer burası ya da pipisi için mikroskop gerek. (sf.85)
  • Kardeş dediğin şeyin dünyaya geliş amacı bence ablalarına daha mutlu bir yaşam sürdürmeleri olmalı. (sf.136)
  • Öyle ikiyüzlü bir toplumda yaşıyoruz ki aslında, evlenmek isteyen kadınları kezbanlıkla suçlayıp, evlenmeden birlikte yaşayanlara orospu muamelesi yapıyorlar. Evlenmek istemiyorum dediğim zaman entel ama sürtük, evlenmek istiyorum dediğim zaman cahil ama namuslu oluyorsun anlayacağın. (sf.157)
  • Bir yere yetişmeye çalışırken giyeceğin şey muhakkak kirli sepetindedir, saçın şekil almaz, çorabın kaçar, ojen ayakkabını giyerken bozulur... Bunlar asla değişmeyen kurallardır. (sf.169)
  • Nasıl yaratıldıysak, ölüm üzmüyor bence, asıl üzen şey bencillik. (sf.213)
  • Akşamüstlerinde genellikle kötü bir şey olmaz, çünkü hep beklenilen bir durum vardır, gece ya kıyamet kopacaktır ya da sabahran kopmuş şimdi yıkıntıları onarıyorlardır. En güzel dilmler akşamüstlerinde biter genellikle, güneşin batışına doğru ilerler hep kahraman. Akşamüstleri hep güzeldir, özeldir... (sf.232)
  • O dünyaya ilk gelen kadın var ya ben onun ta anasını tövbe tövbe, onun tembelliği yüzünden şu dünyanın durumuna bak. "Sen git bize yemek bul, ben mağarayı temizlerim." demiş, sonrası yan gel yat ohh mis tabii. Ne ütü derdi, ne bulaşık derdi, ne akşam dinazoru nasıl pişirsem derdi yok kadının. Şimdi öyle mi oysa ki, hem yemek yap, hem temizlik hem de eve para getir. (sf.314)
  • Büyümek nedir diye sorsan sanırım bunu derim, uyumadan önce kurduğun hayallerin sorunlara dönüşmesi... (sf.354)
  • Ama bunu kimseye anlatamıyorum, çünkü güzel hiçbir şey anlatılmıyor. Anlatılsa bile dinlenmiyor. (sf.379)
  • Korktuğun başına geldiği an yapacağın tek şey artık korkmamaktır sanırım. (sf.411)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder