Pazar, Şubat 19, 2012

Yalnızız - Peyami Safa


  • Tavşan gibi korkak uykular vardır.En küçük bir endişe ruhta çıt çıkarsa dört nala kaçarlar. (sf.13)
  • İnsanın bütün felaketleri tabiata karşı gelmesindendir. (sf.15)
  • Her caninin içinde temiz bir dünya vardır.Oraya kaçış kendi kendinden nefreti ifade eder. (sf.21)
  • İki tarafta da arzuyu gurura hesap vermeğe çağıran iç muhasebe anları olmasaydı,kendi kendini yiyen aşkın işkenceleri ne kadar azalırdı. (sf.22/23)
  • İnsanların yüzde doksan dokuzuna bakkal hesabından fazla matematiğin lüzumu yoktur. (sf.33)
  • İş hayatından daha büyük mektep,tecrübeden daha büyük ders,ihtiyaçtan daha büyük mürebbi,tecessüsten daha büyük öğretmen,muvaffakiyetten daha büyük diploma olur mu? (sf.35)
  • İnsanın kendi kendisi hakkındaki bozuk telakkisini değiştiren bir dünyaya muhtacız. (sf.37)
  • Bu dünya o kokladığın limona benzer: Yuvarlak,ekşi... Fazla sıkmaya gelmez,tadı kaçar. (sf.43)
  • En çok düşündüğümüz kelimeyi en az kullanmaya bizi mecbur eden gururumuzu aldatmak için,sevmek fiiline sözden başka ifade şekilleri ararız. (sf.45)
  • İçimdeki muhalefetin oyunudur bu.Kalbe karşı bu muhalefetin akıldan veya gururdan geldiği sanılır.Bence bu,kalbin kendi kendisine karşı müdafasıdır.Sevgide kaybolmamak için nefret sebepleri arar,bulamazsa yaratır.İşte böyle,kendi kendini aldattığını anlayınca da utanır ve ona daha çok bağlanır.Kendi yalanlarını affetmeyen kalbin kendine verdiği ceza. (sf.49)
  • Aşıklara haber vermek isterim.Kalbin bütün meseleleri yalnız kalbde halledilir.Çünkü bir hissin hakkından ancak başka bir his gelir.Ümitsiz bir aşkın panzehiri nefrettir. (sf.49)
  • Septisemi,verem,kanser,bunlar hep boş lakırdıdır.İnsanı yalnız bir illet öldürür : Sıkıntı. (sf.58)
  • Her sıkıntı bir isyan hazırlığıdır.Ruhta başlayan bu hazırlık vücudun hastalanması şeklinde organik bir isyana çevrilir. (sf.63)
  • İnsanın en kolay aldatabildiği budala kendi kendisidir. (sf.88)
  • Kızardı ve önüne baktı."Seviyorum" demek istediği muhakkaktı.Bu kelimenin telaffuz edilmediği zaman daha doğru olduğunu bilmez değildi. (sf.105)
  • Kadının aşk ahlakı bazen aşkın dışında ahlak tanımaz. (sf.116)
  • Tecrübeden sonraki idrak evvelkinden çok daha pahalıdır. (sf.116)
  • Yalancılığa da doğruculuğa da tahammül edemeyen bir dünyadayız. (sf.122)
  • Bazan hakikat vahşidir,insanların arasına salıvermeye gelmez.Fakat o hakikatlere tasma takmak dururken yerlerine yalanları sürmek,neticeleri bakımından daha tehlikelidir. (sf.123)
  • Onunla mücadelen kendi kendinle mücadelendir.Buna aşk denemez.Çünkü aşkın muzaffer olduğu mücadelelerde artık mücadele yoktur.Bu mücadele uzun sürerse bir mücadele aşkı halini alır.Gururla arzu çarpışır. (sf.125)
  • Bahtiyar olmak için bedbaht olmağa ihtiyacı var.Her insan böyledir.Fakat Mefharet gibi galeyanlı tiplerde bu daha açıktır: "Başının belasını arıyor." der halk.Her insan arar bunu.Farkında değildir.Sanatkarlar hissederler.Fuzuli'yi hatırlayın: "Yani ki çok belalara kıl müptela beni." Hamid de Makber'in önsözünde "Kederimin artması için sevinmek isterim." der.Aynı şeydir: Sevincinin artması için kedere ihtiyacı var demektir. (sf.132)
  • Aralarındaki münasebetin başladığı günden beri en münakaşalı noktaya tekrar geliyorlardı.Aşkın gayesi meselesi : Kendisine aşktan başka bir gaye arayan aşkın kendi kendine yetersizliği.Evlenmenin,işte bunun için,çok defa aşkı öldürdüğü. (sf.143)
  • Zengin bir hayal içinde meçhul,daima malumun en korkunç rakibidir.Ben malumum.Yani sayısız imkanlar arasında gerçekleşmiş ve donmuş bir imkanım.Ben bir şeyim,meçhul her şeydir.Fakat..unutma ki,ben,varım;meçhul yoktur.O,sadece olabilir,fakat olmayabilir de!Ben bir realiteyim,o bir imkandır.Bu farkı anlamayan bir aşka sen beni inandıramazsın. (sf.145)
  • Derin tesirler dilsizdir. (sf.146)
  • Nasıl hissettim!Emindim.İçimde kanat vardı.Emindim.Sarartıcı bir keder içinde,ağır ağır caddeye çıktım.Yanımdan geçen gözlere,yalnız gözlere bakıyordum.Dünyanın en çirkin,fakat en doğru kadınına rastlasam,onu derhal sevebilirdim,caddenin ortasında ayaklarına kapanabilirdim.İçimde yalan nefreti köpürüyordu.O kadar...müteessirdim ki... (sf.149)
  • İnsan kendinden çıkmadıkça bir çocuğu sevemez. (sf.158)
  • Dünyasından memnun olmayanlar ne kadar benziyorlar birbirlerine.Evvela bütün artistler ve entelektüeller... Hepsi böyle.Hepsi böyle mi? Meral birkaç kitap daha hatırladı.Var bir sıkıntı hepsinde. (sf.167)
  • Bazen ömrünün sonuna kadar unutmaz değil mi insan? (sf.192)
  • İnsanların hayatında sık sık olan bir şeye inanmamak,inanmak değil,inanmamak,izahtan aciz kaldığımız her hadiseyi hurafe sayan bir hurafedir. (sf.195)
  • Meçhulün karnından istediğimiz çocukları doğurtabiliriz. (sf.200)
  • En çirkin merhamet,hedefini şaşırandır. (sf.203)
  • Sürüklenirsek hiçiz,dayanırsak varız.Çünkü saman çöpü değiliz. (sf.204)
  • Her mesele bizim ölçülerimizi alır. (sf.208)
  • İnsanın ölçüsü arzularıdır. (sf.208)
  • İşte aşk mücadelelerinin en büyük meselesi: Arar mı? Ben onun için neyim? İkimiz de bunu bilmiyoruz.Ayrılık -en müthiş test- bunu öğretecek bize. (sf.208)
  • İnsan meçhulün kahramanıdır. (sf.214)
  • Çünkü susmak cevapların en fenasıdır. (sf.223)
  • Bu dünyada en bahtiyar ve zeki kadınlar kimlerdir,bilir misiniz? Hiç bir sırrı olmayanlardır. (sf.241)
  • His münasebetlerinde halkla bizim aramızdaki fark budur.Halk sevginin veya alakanın objesini ortadan kaldırmakla meseleyi kestirme halledeceğini sanır ve sevdiğini öldürür.Biz meselenin dışarıda değil,içimizde halledilebileceğini daha çok anlarız.Çünkü dava yalnız sevgili ile kendimiz arasında değil,hatta senin meselende olduğu gibi hiç değil,asıl dava kendimizle kendimiz arasındadır.Sevgiliyi dışarıda öldürmek neye yarar?İçimizde yaşadığı müddetçe,biz sadece bir şeklin katili olmakla kalırız.Onu içimizde öldürebilmeliyiz.Unutmak budur. (sf.243/244)
  • Sana kolay bir formül vermek için diyebilirim ki,aşk iki kin arasında bir mütarekedir. (sf.245)
  • Hayranlık,mağlup olmuş bir kıskançlıktır. (sf.245)
  • Unutmak için en iyi çare unutmaya çalışmak değil,çalışmamaktır. (sf.245)
  • Hepimizin ruhumuzda en az bir katil,bir kaç hırsız,bir sürü yalancı,iftiracı ve sayısız can,mal,ırz düşmanı var.Bunları hapsediyoruz. (sf.328)
  • Bazan insan yokolduğu zaman mı var olur? (sf.329)
  • Hiç biri yaşanırken şimdiki kadar tesirli olmayan eski hayat anlarının bu dirilişinde hayatın kendisinden fazla bir canlılık vardı. (sf.351)

1 yorum:

  1. Merhabalar,

    Peyami Safa‘nın kaleme aldığı romanları içinde en fazla beğendiğini ifade ettiği, anlatım tekniği ve olay örgüsü bakımından bütün eleştirmenlerce Türk edebiyatının en ciddi psikolojik romanı olarak kabul edilen “Matmazel Noraliya’nın Koltuğu” kitabından en çok beğendiğim 17 alıntıyı sizinle de paylaşmak istedim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/peyami-safa-matmazel-noraliyanin-koltugu-romanindan-hafizama-kazinan-17-alinti/

    Güzel okumalar dilerim,
    edebiyatla ve sağlıcakla kalın.

    YanıtlaSil