Pazar, Şubat 19, 2012

Koku / sf.18

"Yani," diye söze başladı sütanne,"anlatması öyle kolay değil,çünkü...çünkü her tarafları gerçi güzel kokar,ama aynı kokmaz,peder,anlıyor musunuz, yani diyelim ayakları,ayakları düz,sıcak bir taş gibi kokar-yok,daha çok süzme yoğurt gibi...ya da tereyağı,evet tamam,taze tereyağı gibi kokar ayakları.Vücutlarıysa şey...süte yatırılmış galeta kokar.Başları,başlarının tepesi,hani saçın gülü vardır ya orası,hani işte sizin kafanızda hiçbir şey kalmamış bir yer var ya..." deyip bu ayrıntılı budalalık seli karşısında  bir an dilini yutmuş gibi kalakalıp başını öne eğmiş olan Terrier'nin keline dokundu,"işte tam buralarıdır en güzel kokan yerleri.Buraları karamela kokar,öyle tatlı,öyle nefis bir kokudur ki,peder,bilemezsiniz!Çocuğun orasını bir kokladı mı insan,sevmeden edemez,ister kendi çocuğu olsun ister el çocuğu."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder