Güneş de Doğar, Pinuccia'nın Kış Okuma Şenliği sebebiyle okumuş olduğum bir kitap, Mert'ten tırtıkladığım bir kitap aynı zamanda. Fark ettim ki bu kitap pek çok kategoriye girebiliyor, Hemingway Nobel almış, ayrıca bu kitap sinemaya da aktarılmış. Ben bunu "beşten fazla kitabı olan bir yazarın ilk romanı" kategorisi için okudum.
Daha önce de Hemingway'in iki romanını okumuştum, sanırım Silahlara Veda ve Çanlar Kimin İçin Çalıyor. Bir de öykü kitabını okumuştum, Kadınsız Erkekler. Nedense Hemingway'in hiçbir kitabı aklımda kalmıyor. Mert daha bir İhtiyar Adam ve Deniz'i, sonra kendisinde bulunan biraz daha mücadele barındıran bir iki kitabı tavsiye etti.
Bu kitabı okurken de bu geleneğin dışına çıkamayacağımı biliyordum. Zaten pek giremedim kitabın içine, gerçekten ne anlatılıyor anlamadım. Bir arkadaş grubundan söz ediliyordu, bir asker, bir gazeteci, iki yazar. Yazarlardan biri sanırım boksördü de. Bir de kadın vardı, bu adamların hepsi o kadını istiyordu herhalde. Ama kadın boğa güreşçisine aşık oluyordu en sonunda.
Kitapta bir kadınla arkadaş olmanın içinde muhakkak bir parça aşk barındırdığından falan söz ediliyordu sanırım. Kısacık bir cümleydi ama ona kafa yordum ben. Saçma buldum, saçma bence.
Hemingway'in anlatımı düzdür hatta dümdüzdür. O da biraz çarpıyor herhalde beni, pek uyum sağlayamıyorum. Hemingway ile uyuşamıyorum demek de istemiyorum. Gördüğünüz gibi inatla da okuyorum kitaplarını. Kararlıyım, Hemingwey okumayı öğreneceğim!
5/10
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder