Çarşamba, Ekim 16, 2013

Kabil Üzerine

Kabil'i geçen yılın mayıs ayında okumuşum. Okuduğum ikinci José Saramago kitabıydı sanıyorum. O zaman alıntılamış olduğum için (burada) gözüme takılan, daha önce altını çizmemiş olduğum cümleler olsa da böyle bir kaygıya kapılmadan okumayı tercih ettim. Kitabı tekrar okuma nedenime gelirsek... Pinuccia'nın her ay bir yazarın kitaplarını okuduğumuz Yazar Ayları Etkinliği'nde bu ayın yazarı Saramago'ydu. Benim elimde de yazara ait yeni bir kitap yoktu. Kitapçı ziyaretlerimde de bir türlü onun kitaplarını almaya gitmedi elim. Bayram için eve dönünce de, Kabil'i pek fazla hatırlamadığımı da fark etmem sonucunda, kitabı tekrar okumaya karar verdim.

Aslında ilk okumam pek verimli olmamıştı. Bir kere Saramago'nun tarzı biraz şaşırtmıştı çünkü Ressamın Elkitabı böyle değildi. Paragraflardan ve noktalama işaretlerinden söz edebiliyordunuz. Kabil'de ise paragraf sayısı çok azdı, noktalama işaretleri ise neredeyse sadece nokta ve virgülden ibaretti. Böyle olunca afallamıştım başta. Kitap da kısaydı zaten, ben alışana dek kitabın sonuna gelmişim neredeyse, ikinci okumamı yapınca fark ettim bunu. Bu kez öyküye odaklanabildim. Bir de ilk okumamda altı günde bitirmişim bunu, bu kez -biraz da bayram nedeniyle- iki günde bitti.

Habil ile Kabil'i hepimiz biliriz herhalde. Adem ile Havva'nın oğulları. Ve insanlık tarihindeki ilk cinayet... Kitabımızdaki Kabil o Kabil işte, kardeş katili olan Kabil.

Öykü tanrının Adem ile Havva'yı yaratması ve cennete yerleştirmesiyle başlıyor. Cennetten kovulmalarına değiniyor. İki kardeş arasındaki rekabeti bir de Saramago'dan dinliyoruz ancak bu kez alışılmadık bir şekilde. Habil'in tanrının kendi sundukları karşısında takındığı tavır nedeniyle kendisini kardeşinden büyük görmesi, her fırsatta onu aşağılaması, tanrınınsa her fırsatta Kabil'in sunduklarını geri çevirmesi tetikliyor bu cinayeti. Kabil "Kardeşimi öldürmüş olabilirim" diyor "ama buna sen izin verdin." "Bir an için" diyor "kibri bir kenara bırakman, bir an için gerçekten bağışlayıcı olman, sunduklarımı kabul etmen yeterliydi." Ve aralarındaki çekişme böyle başlıyor.

Kitap boyunca Kabil zaman içerisinde yolculuk yapıyor. Sodom'u ve yok edilen Sodom'lu çocukları görüyor. İbrahim peygamberin zamanına gidip, oğlunu katletmesine engel oluyor ve soruyor, "Hangi tanrı bir babadan böyle bir şey isteyebilir?" En sonunda tüm canlılardan birer örnek toplayarak devasa bir gemiye binen ve insanlığın kurtuluşundan sorumlu olan Nuh'un yanında buluyor kendini. Büyük tufan sonucunda bir kez daha karşılaşıyor tanrıyla ve ona bir kez daha meydan okuyor.

Diyor ki kitapta Saramago "İnsanların tarihi, tanrıyla anlaşmazlıklarının tarihidir; o bizi anlamaz, biz de onu anlamayız." İşte bize sunduğu da bu anlaşmazlığın öyküsü.

8/10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder