Sana bu mektubu yazarken artık birbirimizi hiç göremeyeceğimizi kesinlikle söyleyebilirim. Birkaç yıl önce de senden ayrılırken aynı şeyi söylemiştim. Ama kader beni ikinci kez denemek istemiş. Bu sınava dayanamadım. Güçsüz kalbim alıştığı sese yeniden boyun eğdi. Bundan dolayı benden nefret etmezsin, değil mi? Bu sorduklarım hem bir ayrılış, hem de bir açıklama mektubudur. Seni sevdiğimden bu yana kalbimde biriken her şeyi sana anlatmak zorundayım. Seni suçlamaya çalışmayacağım. Sen bana her erkeğin davranacağı gibi davrandın. Beni bir şeytan gibi, her an değişen keder kaynağın gibi sevdin. Bunlar da olmasa yaşam sıkıcı ve tekdüze olurdu. Bunu ben çoktan anlayacağını, hiçbir şarta bağlanmamış derin sevgimi kavrayacağını umarak kendimi harcadım. Aradan geçen uzun zaman içinde ruhumun bütün sırlarına girdin. Sonunda anladım ki, umutlarım boşunaymış. Çok acı çektim, aşkım ruhumla birleşmişti; o da karardı ama sönmedi.
Bir daha görememecesine ayrılıyoruz; senden başkasını sevmeyeceğimi bilmeni isterim. Ruhum bütün hazinelerini, gözyaşlarını, tüm umutlarını senin yolunda tüketti. Bir kez seni seven, başka erkeklere bakarken tiksinti duyar. Onlardan daha iyi olduğun için değil, yanlış anlama, ama senin yaradılışında yalnız sana özgü, gururlu, sır dolu bir özellik var. Ne konuşursan konuş, yenilmez bir üstünlük var sesinde. Hiçbir insan durmamacasına sevilmek istemeyi beceremez; kimsede kötülük bu kadar çekici değildir; kimsenin bakışı bu kadar mutluluk vermez; kimse kendine özgü özelliklerden bu denli yararlanamaz. Ve hiç kimse senin kadar mutsuz olamaz, çünkü kendini bunun aksine inandırmaya senin kadar uğraşmaz.
(...)
Lermontov
Çağımızın Bir Kahramanı'ndan...
olay budur bitmiştir
YanıtlaSil