Çeviren: Gizem Şakar
Özgün Adı: Chante, Luna
Kapak Resmi: Mustafa Delioğlu
Yayın Yılı: 1. Baskı / Kasım 2008
Yayınevi: Can Yayınları
Sayfa Sayısı: 254
ARKA KAPAK:
Luna'nın savaşa karşı tek silahı kendisiydi, kalbindeki sevgi ve olağanüstü sesiyle...
1939 yılı Varşova'sında, Leh asıllı Yahudi bir ailenin 14 yaşındaki kızı Luna'nın hayattaki tutkusu şarkı söylemek ve müziktir. Savaşın acımasızlığında, tüm umutların tükendiği noktada, müzik artık hayatta olmayanlar adına, içinde büyüttüğü yaşama arzusu sayesinde Varşova gettosundaki isyana katılan Luna, kalbindeki sevgi ve olağanüstü sesi sayesinde, önüne çıkan tüm kapıları açabilecek midir?
"Her birimizin içinde bizi kurtarabilecek küçük bir müzik var. İş onu bulmayı bilebilmekte, ama inanıyorum ki en çok da onu çınlatmayı becerebilmekte..." (sf.64)
Korkunç olan sokaklarda gördüğümüz bir sürü ceset değildi. Korkunç olan, ayağımızın takıldığı cesedin bir arkadaşın, bir akrabanınki olduğunu keşfetmek; her gün böyle bir keşif yapabilmenin mümkün olduğunu bilmek; hayatlarımızın her dakikası bir babanın, bir kız kardeşin, bir ağabeyin, tüm bir ailenin tutuklandığını, götürüldüğünü, öldürüldüğünü öğrenmekti. (sf.76 / 77)
"Eğer bir Alman kendisini aşağılanmış hissederse neler yapabilir bilmiyorsun. Üstelik eğer bu asker gerçekten üniformasından utanıyorsa ki bundan şüphe ediyorum, izin verirsen, o zaman bu demektir ki insanlık hâlâ ölmemiş ve bu da iyi bir şey!" (sf.80)
Hayal etmek, her halükârda bir gelecek tasarlamaktır. Hiçbir şey hayal edilmediğinde ise gelecek diye bir şey söz konusu değildir. (sf.85)
Şüphesiz ki durumumuzu ifade etmekte kelimeler yetersiz kalıyordu. Kanıt dünyanın bunu duymayışıydı. (sf.88)
"Luna, ben ölmenin ne olduğunu biliyorum."
...
"Ölmek zor değil! Ölmek bir şey değil... En kötüsü öncesidir. Korku. İnsan korktuğu zaman ödlektir, bencildir, sadece kendini düşünür. Görüyorsun ya, ben bir daha asla korkmak istemiyorum."
...
"Bir daha korkmamak için, sadece tek bir çözüm var: kendinin dışına çıkmak. Küçük uğraşlarının dışına." (sf.111)
Her ilişki kendine yabancı olanın gözünden kaçar... (sf.113)
"Adın ne?"
"Helena. Ölmekten korkmuyorum. Daha önce korkuyordum ama artık değil... artık biliyorum."
"Neyi biliyorsun?"
"Bunun kaçınılmaz olduğunu" (sf.149)
Beklemek şimdiki zamandan gelecek zamanın şart kipine kadar çekilebilen bir fiildir, ama her zaman kaygının eş anlamlısıdır. (sf.166)
"Seni seviyorum Sarah, senin arkadaşın olmayı çok istiyorum. Fakat hiç şansım yok," diye ekledi neşeyle bize dönerek. "Sarah'nın aklı Janush'da..."
"Bunda yanılıyorsun," diye karşılık verdi Sarah. "Janush'da değil."
Biraz bekledi. Herkes güldü.
"Kimde o zaman," diye sordu Mordechai hafif bir gülümsemeyle.
"Sende, salak!" (sf.183 / 184)
"Biliyorsun Luna, tüm bunlar sona erdiğinde sanırım sen ve ben dünyada 'kurşuna dizildim' diyebilecek tek insanlar olacağız." (sf.220)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder