Çevirenler: Fatma Arıkan & Serdar Arıkan
Özgün Adı: Mıy
Orijinal Dili: Rusça
Kapak İllüstrasyonu: Pyotr Perevezentsev
Yayın Yılı: 1.Baskı / Temmuz 2012
Yayınevi: İthaki
O'nun dilinin hızı yanlış hesaplanmış, dilin saniyedeki hızı her zaman düşüncenin saniyedeki biraz az olmalıdır, tersi olmamalıdır. (sf.18)
Korkuyorsun, çünkü senden güçlü, nefret ediyorsun, çünkü korkuyorsun, seviyorsun, çünkü ona boyun eğdiremiyorsun. Ne de olsa sadece boyun eğdiremediğini sever insan. (sf.79)
Kendimi hissediyorum. Ama sadece gözüne bir şey kaçan göz, parçalanmış parmak ve ağrıyan diş kendini hisseder ve bireyselliğini kavrar. Sağlıklı göz, parmak ve diş adeta yoktur. Kişisel bilincin sadece bir hastalık olduğu apaçık ortada değil mi? (sf.134)
Seni kim biliyor ki... İnsan son sayfasına kadar ne olacağı bilinmeyen bir roman gibidir. Başka türlü olsaydı okunmaya değmezdi... (sf.168)
Çocuklar biricik cesur filozoflarlardır. Cesur filozoflar da mutlaka çocuktur. Tam da böyle, çocuklar gibi, her zamanki ve gerekli soru "bundan sonra ne olacak?" sorusudur. (sf.181)
Eskiden bilmezdim, şimdi biliyorum, siz de biliyorsunuz: gülüşler farklı renklerde olurlar. Gülmek içimizdeki patlamanın sadece uzaktan gelen aksisedasıdır; belki bayram gibi renkli, kırmızı, lacivert, altın roketler gibidir, belki de insan bedeninin havaya uçan parçacıklarıdır... (sf.227)
İki ölü karanlık yıldız hiç duyulmayan, kulakları sağır edici bir gümbürtüyle çarpışır ve yeni bir yıldızı tutuşturur: Devrim budur. (sf.241)
merhaba cessie,
YanıtlaSilben de ayrıntı'dan okumuşum vaktiyle. füsun tülek çevirmiş. şöyle bitiyormuş alıntılarım:
"İnsanoğlu bir roman gibidir: Son sayfaya gelinceye kadar nasıl biteceğini kimse bilemez. Yoksa okumaya değmezdi." http://bit.ly/1aUKjRN
s.168'de seninki.
bu aralar hiç boş durmadığın dikkatimi çekti.
Kundera ile tanıştım geçenlerde. Bir cümle öbeği dikkatimi çekmişti, sonradan fark ettim ki sende okumuşum Piktobet :)
Sil"Her gerçek şair bir Kolomb'dur. Amerika Kolomb'dan yüzyıllarca önce de vardı; ama yalnızca Kolomb onu keşfetmeyi başardı." Benim de dikkatimi çekmişti ama yapışkanlı şeylerim yoktu yanımda, sonra sayfasını kaybettim ehe :D
Şimdi senin alıntıladıklarına baktım da, çeviri gerçekten önemli. Ben çok mekanik bulmuştum yazarın üslubunu, böyle... Soğuk, ne bileyim, metali çağrıştırdı bana. Ama şimdi, acaba çeviriden mi diyorum.
Yaz tatilindeyim ya. Bu kış hiç istediğim gibi okuyamadım. Bari acısını çıkarayım diyorum :)