Salı, Eylül 18, 2012

DOST MEKTUPLARI ~ James Baldwin / Engin Cezzar

Çeviren: Seçkin Selvi
Kapak Tasarımı: Nahide Dikel
Yayınevi: YKY
Yayın Yılı: 1.Basım / İstanbul, Kasım 2007
Sayfa Sayısı: 160

ARKA KAPAK:

James Baldwin'le Engin Cezzar, Baldwin'in ikinci kitabı Giovanni'nin Odası'nın yayımlanmasından bir yıl sonra, 1957'de New York'ta tanıştılar. Baldwin romanı Cezzar'la birlikte oyunlaştırdı ve başrol için de onu önerdi. Giovanni'nin Odası hiçbir zaman sahnelenemedi ama Baldwin'in otuz yıl sonraki ölümüne kadar sürdü.

Jimmy itilip kakılmış, bir beyazla gerçekten dost olunabileceğine dair inancı kalmamış, karşısındakine güvensiz yaşayan biriydi. Dostluğu tanımlayamıyordu. Bir gün içimden geldi ve şöyle dedim: "Yeni dost edinmek zor iş. Tam oldu zannedersin, olmayıverir. Sana bir teklifim var. Arkadaş nedir bilmiyor olabilirsin belki ama kardeş nedir biliyorsun. Bir sürü kardeşin var. Gel, biz de kan kardeşi olalım. Sen Afrikalısın. Ne kadar ciddi olduğumu anlayabilirsin. Kardeş olalım da bu gün nasıl birlikte hareket ediyorsak, hayat boyu birbirimize destek olalım..." "Peki" dedi. Kestim kollarımızı, sürttük birbirimize. Kardeş oluverdik.
  • Ayrıca oyun yazmak, iğne oyası -ya da ona benzer bir şey yapmaya benzer; gerektiği anda kullanabilmek için bir milyon şeyin akılda tutulması, işlenmesi, sunulması gerekir; tam üç kez bu oyunun sonuna geldim, üçünde de varılması gereken sonu hazırlamamış olduğumu gördüm. (sf.28)
  • Hem yaşayıp hem çalışmak sorununu çözemedim. İnsanın ikisini de yapması gerektiği kesin; ama aralarında savaş var gibi görünüyor ve tükenmek çok gerçek bir şey, dahası en şaşırtıcı biçimlerde ortaya çıkabiliyor. (sf.41)
  • İşin kötüsü, korkarım (itibarımın değil) ruhumun o ölmez yanını, o serüven tutkusunu, bilinmeyeni ve imkânsızı göze alma cesaretini yitiriyorum. Tam tersine, bakıyorum da herhangi bir olayda (konu ne olursa olsun) ince eleyip sık dokuyorum, artısını, eksisini, riskini, tehlikesini tartıp duruyorum. Düşünce mekanizması bir kez bu kıyaslama yoluna saptı mı, ya hepten yüreksiz ya da gereğinden fazla gözüpek oluyorsun. Her iki şıkta da sonuç hep aynı durağanlık, hep aynı hareketsizlik. (sf.48)
  • Bahse girerim ki gereken tek şey deniz havasıymış.Ne de olsa Hudson Nehri okyanısa dökülüyor ve sen denizle barışık oldun mu, deniz sana bütün hikâyeyi anlatır. (sf.64)
  • Benimle alışverişi kesme kararı vermene neden olacak bir şey mi söyledim, yanlış bir şey mi yaptım diye kendi kendimi yemeye başlamıştım. Bir kez böyle düşünmeye başladın mı, insanların seninle ne diye dost olacağını aklın almaz oluyor. (sf.71)
  • İnsanın beyninin kafatasının içinde kendi ekseninde döndüğünü hissettiği anlardan biri. İki arada bir derede kalınca içinden geleni yapacaksın. Gerçekten istediğin şeyi biliyorsan ne söz, ne prensip kalmalı. (sf.75)
  • Çalışmak harika bir avutucudur; insanlardan nefret etmeyi sürdürecek kadar boş zaman bırakmaz. (sf.80)
  • J'avait reculer pour mieux sauter - Önce dibe çökeceksin ki iyi sıçrayasın. (sf.83)
  • Boktan herifin tekiyim, ama seni seviyorsam seviyorum demektir, işte bu kadar. (sf.86)
  • Söz vermenin pek çok yolu var -sözcüklerle, bakışlarla, beden diliyle söz verebilirsin- ben de yerine getiremeyeceğim sözler vermek istemiyorum artık. (sf.112)
  • Seni müthiş özlüyorum. Bir an geliyor ki, neredeyse aklımı yitirecek gibi oluyorum. Ama galiba insan gerçekten aklını yitirmek zorunda kalıncaya kadar çıldırmıyor. (sf.124)
  • Oysa şimdi Berford yüzünden İstanbul'dan ayrılamam; hem boyuna şehri terk etmek demek, sonunda bu berbat dünyayı terk edeceksin demektir. Bu dünyayı nasıl olsa terk edeceğimi biliyorum, ama buradan insan soyu denilen bir korkaklar sürüsü tarafından kovalanmama da izin vermeyeceğim. (sf.125/126) 
  • Aşkın -iki kez- hüsranla sonuçlandığını görmek ve dünyanın aşkı nasıl yok ettiğini ya da bir babanın kendi oğlunu yok etmeye nasıl istekli olduğunu görmek, "ödeşmeyi" gerektiren bir duygu yaratır. Bu noktaya gelenler ya aziz olurlar, ya zorba ya da şair. (sf.141)

2 yorum:

  1. Merhaba,

    Ellerinize sağlık! Size bir sorum olacaktı. Bu kitap İngilizce olarak yayınlanmadı, değil mi? Bulamıyorum, emin olmak istedim.

    Şimdiden teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yayınlanıp yayınlanmadığını bilmiyorum ama benim elimdeki yani YKY'den çıkmış olan Türkçe'ydi.

      :)

      Sil