Çeviren: Haldun Pamir Orjinal Adı: Veronica Decide Morrer Kapak Resmi: Rubén Hidalgo Kapak Tasarımı: Erkal Yavi Yayın Evi: Can Yayınları Sayfa Sayısı: 205 |
- "Tanrı varsa,ki ben olmadığına gerçekten inanıyorum,insan aklının sınırları olduğunu da bilir.Yoksulluğu,haksızlığı,açgözlülüğü,yapayalnızlığı,bütün bu karmaşayı o yaratmadı mı? Mutlaka çok iyi niyetlerle girişmiştir bu işe,ama sonuçlar bir felaket.Tanrı varsa,bu dünyayı erkenden terk etmeyi seçen yaratıklara karşı cömert davranacaktır,hatta bizleri burada vakit harcamaya zorladığı için özür bile dileyebilir." (sf.18)
- Yaşamı boyunca pek çok kez fark etmişti Veronika,tanıdığı bir sürü insan başkalarının başına gelen korkunç olaylardan sanki gerçekten üzgünmüş ve yardım etmek istiyorlarmış gibi söz ederlerdi,ama işin gerçeği,başkalarının acılarından zevk aldıklarıydı;çünkü böylece kendilerinin mutlu ve şanslı olduklarına inanabiliyorlardı.(sf.36)
- "Deli olmak ne
demek,bilmiyorum," diye fısıldadı."Ama deli olmadığımı
biliyorum.Başarısız bir intihar girişimi benimkisi,hepsi bu."
"Kendi dünyasında yaşayan herkes delidir.Şizofrenler,psikopatlar,manyaklar.Yani,başkalarından farklı olanlar."
"Yani,senin gibiler mi?"
Zedka soruyu duymazdan gelerek devam etti: "Öte yandan bir Einstein var,zaman ile uzamın ayrı şeyler değil bir karışım olduğunu söylüyor.Ya da bir Kristof Kolomb,dünyanın öte ucunda bir uçurum değil başka bir kıta olduğunu ileri sürmüş.Ya da,insanoğlunun Everest'in zirvesine ulaşabileceğine inanan bir Edmond Hillary var.Sonra Beatles,bambaşka bir müzik yarattılar,eski çağlardaki insanlar gibi giyindiler.Bütün bu kişiler ve daha binlercesi hep kendi dünyalarında yaşadılar." (sf.41) - Birinin bir vakitler dediği gibi yapacağı tek şey deliliğini denetim altında tutmaktı.Her normal insan gibi ağlayabilir,telaşlanabilirdin,ruhunun yukarılarda bir yerde bu kötü durumlara gülerek baktığını unutmaman yeterliydi. (sf.60)
- "Çok doğru.Bu kez sana
öykü anlatmayacağım.Deli olmak,düşüncelerini iletmekten aciz olmak
demek.Sanki yabancı bir ülkedesin,çevrede olup biten her şeyi
görüyor,anlıyorsun,ama istediğini anlatmaktan,dolayısıyla da yardım
bulmaktan umutsuzsun,çünkü orada konuşulan dili
bilmiyor,anlamıyorsun."
"Hepimiz hissetmişizdir bunu."
"Hepimiz şu ya da bu biçimde deliyiz zaten." (sf.67/68) - İşte bu nedenle,acılaşan insanlar için,ünlü kahramanlar da,deliler de bitmez tükenmez bir merak kaynağıdır;çünkü onlarda yaşam korkusu da yoktur,ölüm korkusu da.Kahramanlar olsun,deliler olsun tehliklere aldırmaz,kim ne derse desin bildiklerini okurlar.Deli intiharı seçer,kahraman bir dava uğruna kendini feda etmeyi,ama ikisi de ölür.Bu arada acılaşmış kişi her ikisinin de saçmalığını ve görkemini yorumlamaya çalışmakla geçirir gecesini,gündüzünü.Acılaşmış kişinin özsavunması için yükselttiği duvara tırmanıp dış dünyaya bir göz attığı anlarda olur bu.Derken elleri,ayakları yorulur,yeniden geriye,günlük yaşamına döner. (sf.93)
- Keşke herkes kendi içsel deliliğini bilse ve onunla birlikte yaşamayı öğrense.Dünya daha kötü bir yer mi olurdu?Hayır insanlar daha yürekli,daha mutlu olurlardı. (sf.135)
- "Hayır.Siz farklı bir insansınız,ama herkes gibi olmak istiyorsunuz.Bu da,bana kalırsa,ciddi bir hastalıktır." (sf.167)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder