Pazar, Temmuz 28, 2013

Sihirli Kitap ~ Anne Plichota & Cendrine Wolf

(OKSA POLLOCK #1)

Çeviren: Damla Kellecioğlu
Karakter İllüstrasyonları: Laura Csajagi
Yayın Yılı: 1. Basım / Nisan 2013
Yayınevi: Artemis Yayınları
Sayfa Sayısı: 558



Bir süre önce Başucumuzda Kitap isimli blogda kitapla ilgili bir yazı görmüştüm ve gerçekten heyecanlanmıştım. Yazıda, karakterle ilgili "Harry Potter'ın kızkardeşi" gibi bir betimleme kullanılmıştı. Nasıl bir Harry Potter aşığı olduğumu biliyorsunuz. Hem Harry Potter'ı andıran bir öyküsü oluşu, hem ana karakterin pek çok macera kitabının aksine bu kez kız oluşu beni daha da heyecanlandırdı. Genelde serilere başlarken tedirgin olurum çünkü başladığımda bitirmem gerektiğini düşünürüm ve kötü bir seriyse bu gereksiz bir zaman ve para israfı olacaktır. Ama bu kez, bu seriye kesinlikle başlamak istedim *.* Böylece geçenlerde annemle kitapçıya gittik ve ilk işim Oksa Pollock'u bulmak oldu.

Kitabı aldığımda Nietzsche'nin Zerdüşt Böyle Diyordu'sunu okuyordum ve Oksa'ya başlamak için hızla bitirmeye gayret ettim. O biter bitmez de bu kitaba başladım.

Kitapla ilgili ister istemez büyük beklentilerim vardı. O yüzden ilk birkaç bölümü okurken hem biraz sıkıldım hem de ara ara kendimi yatıştırdım. Biliyorsunuz ki bu tür serilerin ilk kitapları hele de ilk kitabın ilk bölümleri genelde durağandır. Dudak uçuklatacak maceralara atılmazsınız. Karakterleri, öyküyü, bahsi geçen büyülü dünyayı tanıtırlar size önce. Oksa için de bu böyleydi. Önce ailesi Fransa'dan apar topar İngiltere'ye taşındı, sonra da Oksa bir takım güçlere, yeteneklere sahip olduğunu keşfetti.

Oksa Pollock, Edefia denen, büyülü bir ülkenin genç kraliçesiydi. Öğrendi ki büyükannesi Dragomira, onun sadık koruyucusu Abakoum, büyük dayısı Leomido, babası, en yakın arkadaşı Gus'un ailesinin de bu büyülü dünyaya ait olduğunu öğrendi. Bir yandan öğrendiklerini sindirmeye çalışırken öbür yandan okulla, günlük sorunlarla başa çıkmaya çalışıyordu. Ancak işler o kadar da kolay değildi. Okulda da başında bir bela vardı Oksa'nın. Aslında iki desek daha doğru olur. Biri her fırsatta kendisine saldırmaya kaşkışan, kötü kalpli, iri yarı, Beyinsiz diye isimlendirdiği çocuk, diğeri de kötü kalpli matematik ve fen bilgisi öğretmenleri McGraw.

Bir yandan da yeni efendi olarak güçlerini geliştirmeyi ve kontrol etmeyi öğrenmesi gerekiyordu Oksa'nın. Böylece büyük annesi onu büyük dayısının yanına götürerek -onu ve dostu Gus'u- bir eğitime aldı. Bu esnada saldırıya uğramaları ile, onların Edefia'ya dönüş planlarına çomak sokmaya çalışan düşmanla tam anlamıyla karşı karşıya geldiler.

Oksa Pollock'un Harry Potter ile benzer noktaları var. Bunlardan ilki, binalar. Biliyorsunuz, Harry Potter'da dört ana bina vardı, Oksa Pollock'ta da binalar olmasa da sınıflar üçe ayrılmış ve her biri bir elementle sembolize ediliyor. Biri hidrojen, biri cıva, diğerini de hatırlamıyorum. Bu ilk benzerlik. Ancak Oksa'nın okulu büyülü bir okul değil.

Bir diğer benzerlik de Delidolu'lar. Delidolu'lar Harry Potter'daki evcinlerine benziyor bence. Konuşma tarzları, sahiplerine bağlılıkları falan bana evcinlerini anımsattı.

Sonra üfürük şeyleri var, kullandıkları. Bizim büyücülerin asaları gibi, kişiye özeller. Imm... saptadığım benzerlikler bunlar işte. Sanırım bir tane daha vardı ama neydi hatırlamıyorum.

Önce bu benzerlikler beni rahatsız eder gibi oldu. Ama sonra, bunları hoş gördüm. Harry Potter'dan önce Oksa'yı okumuş olsam bütün bunlar beni rahatsız etmeyecekti. Yine böyleymiş gibi düşündüm. Kitap Harry Potter'ın araklanmış hali gibi görünmüyor hiç. Sadece minik bir iki benzerlik var.

Tabii öte yandan bir de Oksa'nın aşk hayatı var *.* Şimdilik, 13 yaşında çocuklar olarak pek fazla bunlarla ilgili değiller. Ama Gus ve sınıf arkadaşlarından biri olan Merlin Oksa ile ilgileniyor gibi. Oksa ise galiba gönlünü, büyücü topluluktan olan Tugdual'a kaptırdı. Ne yalan söyleyeyim o karakter bana da son derece ilgi çekici görünüyor.

Yazar kitabı nefes kesecek bir yerde bırakmamış. Yani "Aman bana ne, devam etmiyorum" da diyebilirsiniz. Ama ben diğer kitaplarını da okumayı düşünüyorum. Dilerim Artemis ikinci kitabı çıkarmakta gecikmez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder