Cuma, Temmuz 05, 2013

Ayrılık Valsi ~ Milan Kundera

Çeviren: Aydın Emeç
Kapak Tasarımı: Erkal Yavi
Kapak Resmi: Lurii Andrieiev
Yayın Yılı: 5.Basım /Ocak 2009
Yayınevi: Can Yayınları

ARKA KAPAK:

Klima, ünlü ve çapkın bir caz trompetçisidir. Bir kaplıca kasabasında genç ve güzel hemşire Ruzena'yla bir gece geçirmiştir. Ruzena kendisini arayıp da hamile olduğunu söyleyince, kürtaj yaptırmaya ikna etmek için kasabaya döner. Ama bu ikiliye altı karakter daha katılacaktır: Hastalarının hamile kalmasını sağlayan özel bir yöntem geliştiren jinekolog Skreta; sağlığı bozulduğu için kasabaya gelen zengin Amerikalı Bertlef; Klima'nın eski bir şarkıcı olan kıskanç karısı Kamila; Ruzena'nın sevgilisi olduğuna inanan paranoyak Frantisek; kaplıca kasabasında bir veda partisi veren eski politik mahkûm Jakub; babası bir zamanlar Jakub'a ihanet etmiş olan Olga.

Milan Kundera'nın ünlü romanı Ayrılık Valsi, gerçek anlamda bir erotik kara güldürüdür. En ciddi sorunları inanılmaz bir "hafiflik"le ortaya atar. Öyle ki, çağdaş dünyanın, bizi trajedimizi yaşama hakkından bile yoksun kıldığını görmemizi sağlar. İnsan ruhunun derin gizlerinde elini kolunu sallayarak dolaşan bir büyük ustanın kaleminden çıkmıştır.

Kıskançlık, tek yaratığı yoğun ışınlarla aydınlatma ve öbür erkekler yığınını mutlak bir karanlık içinde tutma gibi şaşırtıcı bir güce sahiptir. (sf.23)

Bu ülkede insanlar sabahlara saygı göstermiyorlar. Uykularını bir balta vuruşuyla kesen bir çalar saatle kendilerini kabaca uyandırtıyorlar ve hemen uğursuz bir aceleciliğe bırakıyorlar kendilerini. Böylesi şiddet hareketiyle başlayan bir günün devamının nasıl olabileceğini bana söyleyebilir misiniz? Çalar saatlerinin her gün küçük bir elektrik şoku geçirttiği bu insanların başına ne gelebilir? Her gün şiddete alışıyorlar ve her gün zevki unutuyorlar. Bir insanın yaradılışını oluşturan, inanın bana, bu sabahlardır. (sf.32)

Tanrı, kadınların yüreğine öbür kadınlardan nefret etmeyi aşıladı, çünkü insan türünün çoğalmasını istiyordu. (sf.45)

Her insan ergin olduğu gün zehir edinebilmelidir. Bu olay dolayısıyla da görkemli bir tören düzenlenmelidir. Onu intihara kışkırtmak için değil, ama tersine daha büyük bir güven ve rahatlık içinde yaşaması için. Yaşamına ve ölümüne egemen olduğunu bilerek yaşaması için. (sf.90)

Düzen isteği aynı zamanda ölüm isteğidir, çünkü yaşam düzenin aralıksız çiğnenmesidir. (sf.99)

İnsan bir parça zeki doğsa, doğuştan yabancıdır. (sf.120)

Çünkü, kıskançlığın mahmuzladığı zaman inanılmaz bir hızla geçer. Kıskançlık beyni coşkunluk veren bir kafa çalışmasından çok daha fazla oyalar. Beynin bir tek boş anı yoktur. Kıskançlığın pençesine düşen, can sıkıntısı nedir bilmez. (sf.177)

Kıskançlık zorlu bir diş ağrısı gibidir. İnsan kıskançlık duyduğu zaman bir şey yapamaz, oturamaz bile. Ancak gidip gelebilir. Bir noktadan öbürüne. (sf.177)

İntihar etmek, Yaratan'ın yüzüne tükürmektir. (sf.223)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder