Kitap Kapında: Aktif Okur / Aktif Vatandaş isminde bir projemiz vardı, söz etmiştim. Pazar günü Söğütlü'ye gittik yine. Pek kalabalık değildik bu kez, hocaları saymazsak üç kişiydik. Dönüşte kitapçıya uğramayı önerdi Emine Hoca. İçimizde buna karşı çıkacak olan yoktu. Karahan'a gittik, biliyorsunuz, dershaneye giderken zamanımın hatrı sayılır bir kısmını orada geçirmiştim. Kitaplara baktık, biraz da çocuk kitaplarına bakalım diye alt kata indik.
Ben Emine Hoca'nın sağlam bir gözlem gücünün olduğuna inanıyorum. Biz onunla oturup saatlerce konuşmadık hiç ama bir şekilde benim neyi seveceğimi neyi sevmeyeceğimi bilir o. Hiçbir zaman da yanılmaz. Ayrıca kitaplardan öyle güzel söz eder ki gerçekten okumak istersiniz bahsi geçen kitabı. Beni Kafka ile tanıştıran insandır. Dergi grubunda Gregor Samsa'nın hikayesinden söz etmişti ve ben de kitapçıda görünce "Oha bu Emine Hoca'nın söylediği kitap değil mi?!" diye almıştım kitabı. Beni Süskind ile tanıştıran da, direkt olarak Emine Hoca olmasa da dergi grubudur, orada konuşulanlardır. Ve Saramago ile tanışmamda da payı olmadığını söyleyemem. En önemlisi de Emine Hoca farkında bile olmadan Edip Cansever ile tanışmıştır beni. Pazar günü de böyle oldu...
Çocuk kitaplarına bakarken Roald Dahl'ı tanıyıp tanımadığımızı sordu, tanımadığımı söyledim. Charlie'nin Çikolata Fabrikası'nı okumayı yüzlerce kez aklımdan geçirmiş olsam da yazarını gözden kaçırmışım, evet, Roald Dahl yazmış onu. Ve böylece onun kitaplarından söz etti bize. Sonra raftan Matilda'yı aldı. "Cessie, sen çok seversin Matilda'yı, bence okumalısın." dedi. Ben de kitabı almaya karar verdim, ama buna da meydan bırakmadı. Matilda'yı bana hediye etti...
Arka kapağı okuduğumda "Hocam Matilda ben miyim yoksa?" diye sormuştum ve Emine Hoca da "Evet Matilda sen olabilirsin." diye cevap vermişti. Kitabı okurken önce "Acele etmişim." dedim, "Matilda ben değilmişim. Matilda benim kızımmış!"
Bir çocuğum olmasını istediğimden emin değilim. Ama eğer bir gün bir çocuğum olacak olursa bunun bir kız çocuğu olmasını isterim. Ve bu kız çocuğu üzerine düşündüğümde ve nasıl birini hayal ettiğimi anlatmam istendiğinde anlatacağım kişi Matilda'dan başkası olmaz. Çünkü Matilda benim bir üst modelim. Ben onun kadar akıllı ve yetenekli değildim. Olsa olsa bir geliştirilmiş modelim olurdu Matilda.
Kitap ilerlerken bu hikâyenin bana bir yerlerden tanıdık geldiğini fark ettim. Sonra "Sonunu biliyorum sanırım ben bunun!" dedim. Ve hayal meyal, bir filmden birkaç kare geldi gözümün önüne.
Belki yaşıtlarım da hatırlarlar, veya benden birkaç yaş büyük olanlar. Hani bir film vardı, çok zeki bir kız, şişko ve korkunç bir kadın, başöğretmen ve çok tatlı bir sınıf öğretmeni. Kızın mısır gevreğini tabağa koymaya çalışırken nasıl döktüğünü hatırlıyorum çünkü gevrek renk renkti. Bu ilgimi çekmiş olmalı. Bir de filmin sonunu Ve kitap bitince fark ediyorum ki, evet o film bu kitaptan uyarlanmış! Yani çocukken iki kez izlediğim ve Matilda olmak istediğim film! Yani kimselere çaktırmadan, oturup dakikalarca gözlerimle nesneleri hareket ettirmeye çalışmama neden olan film!
Ve matematiğe ilgi duymama neden olan film. (Bir zamanlar matematik derslerinden ağlayarak çıkmıyordum. Bir zamanlar, matematik sorularını sınıfta en hızlı çözen insanlardan biriydim.) Ve annemlerin yakasına yapışıp "Beni kütüphaneye götürün!" diye vızıldanmama ve en sonunda teslim olup beni kütüphaneye götürmelerine neden olan film!
Seneler sonra bir kitap olarak çıktı karşıma. Ben ne çok şeyi unutmuşum böyle! Çocukken nasıl her taşın altına elimi soktuğumu ve kaldıracağımdan emin olduğumu unutmuşum. Hâlâ o zamanki kadar safım gerçi. Ben her zaman bir şeyleri uçurabileceğime inandım, şimdi de inanıyorum. Ama kendime neden inanmamaya başlamışım bilmiyorum.
Matilda'yı okumak beni alıp nerelere götürdü. Nasıl da beynimin gerilerine itmişim, nasıl da unutmamışım meğer. Ve Emine Hoca'ya bir kez daha hayran kaldım. Kaç insan, karşısındakini nasıl yakalayacağını bu kadar iyi bilir?
Böylece Roald Dahl bana bir kız çocuğu vermiş oldu. Yani sanırım Matilda artık, Ayşenur'un dediği gibi, beni yaşamımın sonuna dek takip edecek, her zaman varmış o aslında ve her zaman var olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder