Çeviren: Ali Cevat Akkoyunlu Yayın Evi: Doğan Kitap Sayfa Sayısı:409 |
ARKA KAPAK:
Gece hiç bu kadar ürkütücü olmamıştı...
New York. Kış.Kafa derisi yüzülmüş bir kadın. Çırılçıplak.
Elinde bir başka kadının kafa derisi...
Bu işkence görmüş beden, cehennemden kaçtığını iddia ediyor. Şeytan'ın tapınağından...
Fotoğraflardaki, acı ve dehşetle çarpılmış bu onlarca yüz nereye bakıyor?
Karla kaplı sokaklarda nasıl bir canavar dolaşıyor?
Nerede saklanıyor? Ya kadın haklıysa? Ya katil, Şeytan'ın ta kendisiyse?
Kentin cehennemî atmosferinde kahramanımız Joshua Brolin ve genç detektif Annabel O'Donnel bir kapı arıyor... Karanlığın içinde bir kapı...
Dehşetin bin türüne açılan bir geçit...
"Kötü Ruh'la önemli bir başarıya imza atan Maxime Chattam, okuruna yine karanlık, acımasız ama soluk soluğa bir dünya sunuyor."
The Observer
"Kötü Ruh'un kahramanı Joshua Brolin'le iç karartıcı bir soruşturma; cehennemin bağırsaklarında yapılan uzun bir yolculuk..."
Paris- Match
- Yaşamak bedava değildi, doğum ilk fatura olmuştu, son taksiti olabildiğince ertelemek için bütün senetleri ödemek gerekiyordu. (sf.33)
- Genellikle saldırganların tecavüzden cinsel bir zevk almayı bekledikleri sanılır, ancak bu çoğu kez ikinci planda kalır. Tecavüzcülerin büyük çoğunluğunu ilgilendiren, üstünlüğünü kanıtlamak, kurbanlarına tatırdıkları terör ve aşağılanmadır; onları harekete geçiren de bu takıntılarıdır. (sf.37)
- Hiçbir şey bir tanığın hafızası kadar nazik olamaz. (sf.46)
- Bu dünya bizi tedbir olarak bireyci paranoyaklar olmaya itiyor. (sf.77)
- "İnsan yabancıların merakını gidererek kendine müttefikler sağlar." (sf.95)
- Günün birinde insanın sevdiği biri kaybolursa, başına ne geldiğini bilememekten daha korkunç bir şey olamayacağı kanısındayım. (sf.98)
- Trajik bir olaydan sonra, bir zamanlar basit görülen bazı hareketler birden acı vermeye başlar. (sf.129)
- Cinayet, çoğu insan için ne pahasına olursa olsun kaçırılmayacak bir seyirdir. (sf.133)
- Doğa korkunçluktan tat alır; oysa ölümü zarafetle, ahenk ve vakarla göstermek isteyen filmler ve edebiyat çoğu kez bu gerçeği unutmuş görünür. (sf.135)
- İnsanların hayatında hiçbir teselli, hiçbir tanık kaldıramayacakları, acıya tek pansumanın zaman olduğu anlar vardır. (sf.252)
- "Josh, başkalarını kurtarmak için günde yirmi dört saat yaşanamayacağını kabullenmelisin. Senin de en asgarisinden bir özel hayatın olmalı." (sf.264)
- Bugünün savaşları neredeyse hiç insana mal olmuyor, onlar insanlığı öldürüyor.(sf.280)
- Gerçek mutlulukları neşeli tebessümlerde değil, gündelik hayatımızın devrilebileceğini gördüğümüz, ama ne tarafa düşeceğini bilmediğimiz bu kuşku anlarında bulursunuz. (sf.340)
- Korku canlılara özgüdür. (sf.407)
maxime chattam ve jean christophe grange eserlerini okumaktan sıkılmadığım iki üstat
YanıtlaSilGerçekten başarılılar.
SilMaxime Chattam'ı Grangé'dan çok çok sonra tanımıştım kitaplarında ucundan gerçek öykülere değinmesi, yamyamlık, beden parçalama falan ve bunu aktarışındaki o anlatım sizin de alıntıladığınız güzel sözlerle gerçekten çok etkilenmiştim okurken ki bu kitabının bir günde falan bittiğini hatırlıyorum. Diğer bir kitabı Kara Büyü'den yazımda bahsetmiştim ben de.
YanıtlaSilHiç hatırlamıyorum bu kitabın içeriğini, cinayetlerin nasıl işlendiğini, olayın nasıl çözüldüğünü vs. Sadece çok akıcı olduğunu bir çırpıda okuduğumu hatırlıyorum.
Sil