Çeviri : Aysun Babacan Orjinal İsmi : When Nietzsche Wept Yayın Evi : Ayrıntı Sayfa Sayısı: 384 |
"Fakat
bu nasıl mümkün olabilir?" diye devam etti Breuer."İlk amacımız,yani
ümitsizliğin tedavisi bile,tıp biliminin sınırlarının ötesinde.Fakat bu
ikinci durum,yani hastanın gizlice tedaviye alınması,sonucu zaten
şüpheli girişimimizi hayal alemine taşır.Başka engeller de var mı henüz
açıklamadığınız? Profesör Nietzsche yalnızca Sanskritçe konuşabiliyor ya
da Tibet'teki manastırından çıkmayı reddediyor falan olmasın?"
*
Onda aradığım neydi? Bende eksik olan neydi?
*
İncelenmekten
alınan keyif o kadar büyük olurdu ki Breuer yaşlanma,sevdiklerini
kaybetme ve dostlarından uzun yaşamanın asıl acı veren yanının sizi
inceleyen gözlerin bulunmaması olduğuna inanırdı; hiç kimsenin dikkat
etmediği bir yaşamdan duyulan dehşet...
*
Kutsal olan hakikat değil,kişinin kendi hakikati için çıktığı arayıştır!
*
Her
insanın ölümü kendine aittir ve herkes kendi tarzını
belirleyebilmelidir.Belki,yalnızca belki,insan yaşamını elinden almaya
ilişkin bir hak düşünülebilir.Ama insanın ölümünü elinden almaya
kimsenin hakkı yoktur.Bu rahatlatma değildir! Acımasızlıktır!
*
Ölümün son iyiliği,bir daha ölümün olmamasıdır.
*
Kemikleri,eti,bağırsakları
ve kan damarlarını kaplayan deri nasıl insan görünümünü katlanılabilir
hale getiriyorsa,ruhun çalkantıları ve ihtirası da kibirle
kapatılmıştır.O,ruhu kaplayan deridir.
*
Düşünceler duygularımızın gölgesidir; ama her zaman daha karanlık,daha boş ve daha sade.
*
Araştırma
ve bilim önce inançsızlıkla başlar.Ancak,inançsızlık başlı başına
strestir.Yalnızca güçlüler buna dayanabilir.Bir düşünürün,sorması gereke
asıl soru nedir biliyor musunuz?(...) Asıl soru şudur: Hakikatin ne
kadarına dayanabilirim?
*
Böyle
mutlak inzivaya çekilmek stresi ortadan kaldırmaz,aksine bunun kendisi
başlı başına bir strestir.Yalnızlık,hastalıkların üreyebileceği en uygun
ortamdır.
*
İnsanların bütün eylemleri kendisine yöneliktir,bütün hizmetleri kendisine hizmettir,bütün sevgisi kendisini sevmesindendir.
*
Ben
ümitsizliği tedavi edemem Doktor Breuer.Onu incelerim. Ümitsizlik,
özfarkındalık uğruna ödenen bir bedeldir.Yaşama derinlere inerek bakacak
olursanız,ümitsizlikle her zaman karşılaşırsınız.
*
"Belki
de" diye karşılık verdi Breuer, "bir sonraki adıma gerek kalmayacak.
Belki içini döktüğü zaman her şey kendiliğinden hallolmuş
olacak;yaşamında böyle bir değişiklik yapmış olması başlı başına yeterli
bir adım olacak."
"Yalnızca içini dökmek o kadar güç veren bir şey değildir Josef.Öyle olsaydı bir tane bile nevrotik katolik olmazdı.
*
"Değişmek mi? Değişmenin bununla ne ilgisi var? Bu bir fırsattı,bir daha asla karşıma çıkmayacak bir fırsat."
"Hayır
demek de eşsiz bir fırsattı! Başkasının eşine göz koyana hayır
diyebilmek kutsal bir fırsattır.İşte siz böyle bir fırsat
yakalamışsınız."
*
Dans eden bir yıldız doğurmak isteyen,önce kendi içinde büyük taşkınlıklar ve kaos yaşamak zorundadır.
*
Dışarıdan gelen zulüm,bir halkı öylesine kaynaştırır ki bir tek bireyi bile bunu kırıp çıkamaz.
*
İnsan dostunu düşmanından daha zor affediyor.
*
Evrensel
bakış her zaman trajedinin etkisini dağıtır.Yeterince yükseğe
tırmanabilirsek,o trajedinin artık trajik görünmediği bir yüksekliğe de
erişebiliriz.
*
Gördüğümüz
şeyler görelidir,bildiğimiz şeyler de.Yaşadığımız şeyleri biz icat
ederiz.Dolayısıyla icat ettiğimiz şeyi yok edebiliriz.
*
Josef,küçük bir intikam iyi bir şeydir.Bastırılmış hınç insanı hasta eder.
*
Zaman durdurulamaz: Bu bizim sırtımızdaki en büyük yük. En büyük mücadelemiz de bu yüke rağmen yaşayabilmek.
*
Bizler arzu edilenden çok arzu etmeye aşığızdır.
*
Boyun eğmek için duyulan şehvetten daha büyük bir şehvet var mı?
*
Bertha,gizemin kol kanat germesi ve kurtuluşun simgesi. Josef Breuer buna aşk diyor.Ama bunun asıl adı dua.
*
İnsan yaşamını tamamlayıp öldüğü zaman ölüm dehşetini yitirir! İnsan doğru zamanda yaşamazsa, asla doğru zamanda ölemez!
*
Zaman sonsuza dek doymayacak kadar açgözlüdür.Durmadan yer,yutar; ama geri verdiği hiçbir şey yoktur.
*
Evlilik
bir hapishane değil,içinde daha yüce bir şeylerin yetiştirildiği bir
bahçe olmalıdır.Belki de evliliğinizi kurtarmanın tek yolu onu
bitirmektir.
*
Yine de,en çok çiy damlası en sessiz gecede düşer,biliyorum.
*
Hiçbir şey her şey demektir!
*
Toprak ne kadar zengin olursa orada bir şey yetiştirememen de o kadar affedilmez olur.
*
Belki de bizler birbirimizin gerçeğini göremeyen ve aynı acıları paylaşan insanlarız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder