"Ben
evden ayrıldığımda on sekizimdeydim.Bir türlü ailemin istediği gibi
biri olamadım.Olmak da istemedim zaten.O lahana kokulu
apartmanlar,birbirinin aynı anneler,babalar,çocuklar...Her yerde
onlardan yeterince varken,bir de bana ne gerek vardı,hiç bir zaman
anlayamadım.Annem sürekli bana 'Ölümüm senden olacak,kanser olacağım
senin yüzünden!' der dururdu."
Sustu.Sigarasını içine çekip bana uzattı.Dudaklarının emdiği sigarayı ağzıma götüremedim."Kullanmıyorum", deyip geri verdim.
Sigarayı alıp kül tablasına bastırdı.Yavaşça,dura dura,öksüre öksüre konuşmasına devam etti;
"On
altımda,annem göğüs kanseri oldu.Ameliyatla sağ göğsünü
aldılar.Hastaneden çıktığı gün beni yanına çağırıp bluzunun düğmelerini
açtı.Eskiden göğsünün durduğu dikişli ve yaralı yeri gösterip,dimdik
gözlerimin içine baktı, 'Bana ne yaptığını gördün mü?' dedi..."
"Anne
nefretinin tadı çok acıdır.Ben, iki yıl boyunca o tatla ve vicdan
azabıyla yaşadım.Ölmek için çabaladım,sonra da... Sonra da kaçtım."
Bulimia Sokağı
Aydilge Sarp
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder