Perşembe, Kasım 10, 2016

Arayışlar ~ Lou Andreas-Salomé

Burada, ışıklı atölyemde aramızda dile geldi nihayet ve zaten başka hiçbir yerde de olmamalıydı, çünkü tanıdığım erkekler arasında beni bir sanatçı olarak ilgilendiren şeylere en yakından ve teklifsizce dahil olan sensin: Sen kendin de bir sanatçı olduğun için belki daha da fazlası. En azından, senin nesneleri bütünüyle ve bütün potansiyelleriyle kabul ederek onların yaşayan bir güzelliğe dönüşmesini sağlayan cömert tarzınla bütün hayatına yayarak yaşadığını, benimse sanatsal araçlarla biraz olsun uyguladığımı düşündüm her zaman. (sf.1)

Bilinçle kavradığımız ve yaptığımız şeylerin, bireysel gelişimimizle hiçbir ilgisi olmayan gizli kalmış duyusal izlenimlere kıyasla hayatımız üzerindeki etkisi ne kadar az. (sf.2)

Oysa annem aslında ne bir dişi aslandı ne de geleneksel yoldan çıkan biriydi; dünyaya bakışı çocuğununkine fersahlarca uzak olan yalnız, yaşlı bir kadındı sadece. (sf.20)

Ah, resim yaparken insan hep biraz âşıktır aslında- bana hep insan resme içindeki âşık bir yanı döküyor gibi gelir. (sf.23)

"Zavallı annelerimiz!" dedim gülümseyerek. "Bu gelişmelerden elbette zerre kadar haberleri yoktu. Onlarda aşkın yegâne yolu tabi olmaktı herhalde, bütün muhabbetlerini bu sandığa kaldırıyorlar. Buradan bizlere de aktarılan bir şeyler olmasın? Bize miras kalan böyle eski ve değerli bir sandığı ne yaparız?"
"Bence çöpe atacak kadar dağılmamışsa ıvır zıvır dolabına, diğer tuhaf eşyaların arasına kaldırırız." (sf.33)

Bir insan, bizim onda kendimize uygun bulduğumuz yanlardan çok farklı değil midir aslında? (sf.48)

"Gerçekten bize ait olan bir şeyi Adine, hiç kimse elimizden alamaz. Gerçekten bize ait olan, er veya geç bizim olur. Bu yüzden, senindi benimdi cinsinden bütün hasisçe kaygılar değersizdir. Yapmamız gereken tek şey yolumuza devam etmektir; bize ait olan birlikte gelir,  bizimle beraber yürümeyeninse,"- burada durdu ve derin bir nefes aldı- "bizi durdurmasına izin vermemeliyiz." (sf.49)

Bir diğerinin duygularını anlayabilmek için sevgi gerekir kuşkusuz; fakat tutkunun belli bir derecesinde sevgi, sevilen kişinin duygu dünyası da dahil olmak üzere dış âleme hiçbir duyargası uzanmayan, dolayısıyla kulak vermediği ve algılamadığı için de rahatsız edici bir itirazı olanaksız kılan kör bir bencilliğe dönüşüyor. Tutkulu aşk yalnızlığın en uç ve en son durağı gibi. (sf.57)

2 yorum:

  1. Tutkulu aşk yalnızlığın en uç ve en son durağı gibi.
    Özellikle bu cümleyi çok sevdim. :)

    YanıtlaSil