Pazar, Ekim 16, 2016

Yanılsamalar Kenti ~ Ursula K. Le Guin

207 sayfa
Akılsızlık, aklın saplanıp kalabileceği şeytani bir mekândır. (sf.8)

İnsanoğlu gerçeğin içinde yatar. (sf.20)

Kendi gerçeğini ancak kendin bulabilirsin; eğer sen yolunun burada sona erdiğini düşünüyorsan, belki de gerçek budur. (sf.24)

İki zekâ arasındaki zihinsel konuşma çok anlamsız ya da tutarsız olabilir, birtakım yanlış anlamalara ve hatalara yol açabilir; ama kötü bir amaç için kullanılmaz. Düşünce ile söylenen sözcükler arasındaki boşluğa art niyet girer; semboller çarpıtılır ve ortaya yalan çıkar. Ama düşünceyle gönderilen düşünce arasında hiçbir boşluk yoktur; bunların ikisi bir bütündür ve yalana yer yoktur. (sf.26)

Yalnız bir insan zavallı bir yaratıktır, ama o bir insan değil, en iyi olasılıkla kayıtsız yıldızların altında bir kıtayı baştan sona katederek bütünlüğe erişmeye çalışan bir tür yarım varlıktı. (sf.32)

İnsanlar neden artık dünyalarını görmek için yolculuk yapmıyorlardı? Falk çayırların alacakaranlığında lacivert gökyüzünün altında oturmuş, ufak bir opal gibi yanan kamp ateşini izlerken bunu düşünüyordu. Neden Zove ile Metock gibi adamlar ormanlarda saklanıyor, hayatlarında bir kez olsun bu görkemli dünyayı görmek için oradan dışarı çıkmıyorlardı? Şimdi kendisine her şeyi öğreten insanların bilmediği bir şeyi biliyordu: Bir insan, gezegeninin yıldızların arasında döndüğünü görebilirdi... (sf.66)

Bir toplum ne kadar savunmacı olursa, o kadar da tutucu olur. (sf.67)

Ben yaşama saygı duyuyorum, saygı duyuyorum; çünkü ölümden çok daha zor ve belirsiz bir şey, ama hepsinden daha zor ve belirsiz olan şey zekâ. (sf.91)

kendine kral diyebilmesi için bu adamın deli olması gerektiğini düşünmek yerine, krallığın onu delirttiğini düşünüyordu. (sf.98)

Biliyorum, izlenen yolda yol yitirilir. (sf.104)

Beni bir daha kandıramayacaklar, diye düşündü Falk acı acı. 
Beyninin diğer kısmı, hayır kandıracaklar diye karşılık verdi; eğer seni kandırmak istiyorlarsa kandıracaklar, ne yaparsan yap sen buna engel olamazsın. Yalan söyleyecek korkusuyla bu çocuğa hiç soru sormazsan, o zaman yalan galip gelir ve buraya kadar yaptığın yolculuk yalan, alay ve aşağılanmayla sonuçlanır. Sen buraya adını öğrenmek için geldin. O, sana bir ad veriyor, onu kabul et. (sf.125)

Birtakım şeyler arasında bağlantı kurmak çok güçtür. Gördüklerinizi ve duyduklarınızı birbirine bağlayamazsınız. Her şey, hiçbir şey demektir, korkarım bunu açıklayamayacağım. Korkunçtur, ama yalnızca bir düş gibidir. (sf.133)

Evren kurulurken Yaratıcı büyük bir yalan söylemiş. O zaman hiçbir şey olmadığı halde, Yaratıcı var demiş. İşte, Tanrı'nın yalanının onun doğruluğu olabilmesi için, evren bir anda var olmuş. (sf.139)

Kelshak toplumunda her çıkmazın, hatta kaosun ya da bir tuzağın bile çıkış yolunun olduğuna inanılırdı; çünkü insanı çıkmaza sokan uyumsuzluk değil, yalnızca yanlış anlaşılma; şans ya da şanssızlık değil, yalnızca bilgisizlikti. (sf.198)

Her zaman gerçeğe giden birden fazla yol vardır. (sf.207)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder