Pazartesi, Şubat 29, 2016

Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana ~ Ray Bradbury

358 sayfa
"Will," dedi aynı zamanda babası olan temizlikçi yaşlı adam, "ya sen?"
"Ha?" Will silkelendi.
"Beyaz şapka mı, yoksa siyah şapka kitabına mı ihtiyacın var?"
"Şapka mı?" dedi Will.
"Ah, Jim." Baba parmaklarını kitap kaplarında gezdirirken, hep birlikte rafların çevresinde dolandılar. "O, siyah kovboy şapkaları giyiyor ve onlara uygun kitaplar okuyor. Göbek adın Moriarty, değil mi, Jim? Bu günlerde Fu Manchu'dan buradaki Machiavelli'ye terfi edecek -orta büyüklükte siyah fötr şapkaya. Ve oradaki Dr. Faustus'a -en büyük boy Stetson. Böylece beyaz şapkalı oğlanlar sana kalıyor, Will. İşte Gandhi. Yan komşusu St. Thomas. Ve bir sonraki katta, işte- Buddha." (sf.23)

Arkadaşlık bu, her birinin diğerinden ne şekiller ortaya çıkarabileceğini görmek için çömlekçiyi oynaması. (sf.26)

Jim'in sorunu, dünyaya bakması ve gözlerini ayırmamasıydı. Ve hayatınız boyunca gözlerinizi ayırmazsanız, on üç yaşına geldiğinizde yirmi yıl dünyanın tozunu yutmuş olursunuz. (sf.51)

Nasıl oluyor da, diye düşündü Will, böyle bir zamanda, eski insanların dünya üzerinde kayan dört bin yıllık tozlarını bile düşünebiliyorum ve benden ve belki babamdan başka hiç kimse bunun farkına varamıyor ve biz bile birbirimize söylemiyoruz diye üzülüyorum. (sf.161)

"Şimdi, bak, ne zamandan beri iyi olmanın mutlu olmak anlamına geldiğini düşünüyorsun?"
"Ezelden beri."
"Şu andan itibaren farklı düşünmeyi öğren. Bazen kasabada en mutlu görünen, en geniş gülümsemeli adam en büyük günah yükünü taşıyan adamdır. Gülümseme vardır, gülümseme vardır; karanlık olanı aydınlık olandan ayırt etmeyi öğren. Fok gibi havlayan, kahkahalar atan adam çoğu zaman bir şeyleri örtüyordur. Yeterince eğlenmiştir ve suçludur. Ve insanlar gerçekten günahı severler, Will, ah hem de nasıl severler, hiç şüphen olmasın, bütün şekilleri, büyüklükleri, renkleri ve kokularıyla. Zaman gelir, zevklerimize masalar değil yalaklar uygun düşer. Bir adamın başkalarını fazlasıyla yüksek sesle övdüğünü duyarsan, bir domuz ağılından yeni çıkıp çıkmadığını merak et. Öte yandan, yanından geçen o mutsuz, soluk yüzlü, rahatsız, baştan aşağı suç ve günahtan oluşan adamı ele al, eh, henellikle bu senin iyi adamındır, Will, hem de büyük "İ" ile. Çünkü iyi olmak korkutucu bir iştir; insanlar onu gerer ve bazen ikiye bölerler. (sf.163)

Biz hayatlarımızı başkalarının günahlarıyla tuzlarız. (sf.244)

Kimin bir sihirbazdan daha fazla cebi vardır?
Bir oğlan çocuğunun!
Kimin ceplerinde bir sihirbazınkinden daha fazla şey bulunur?
Bir oğlan çocuğunun! (sf.309)

Kötü, sadece bizim ona verdiğimiz güce sahiptir. (sf.333)

İstenecek en aptalca şey: her şey! (sf.341)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder