Salı, Temmuz 08, 2014

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı ~ J.K. Rowling

Çevirenler: Sevin Okyay & Kutluhan Kutlu
Özgün Adı: Harry Potter and the Prisoner of Azkaban
Kapak Resmi: Mary GrandPré
Yayın Yılı: 12. Baskı / Mayıs 2004
Yayınevi: YKY

ARKA KAPAK:

Sirius Black adında azılı bir katil, tüyler ürpertici Azkaban kalesinde tam on iki yıl boyunca tutsak kalmıştır. Tek lanetle on üç kişiyi birden öldüren Black'in, Karanlık Lord Voldemort'un hizmetkârı olduğuna kesin gözüyle bakılmaktadır. Bir yolunu bulup Azkaban'dan kaçan Black'in peşinde olduğu bir tek kişi vardır: Harry Potter. Harry, büyücülük okulunun sihirli duvarları arasındayken, arkadaşları ve öğretmenleriyle birlikteyken bile güvende değildir. Çünkü aralarında bir hain olabilir.
Okuldaki üçüncü yılında Harry'yi, yeni bir Karanlık Sanatlara Karşı Savunma öğretmeni, ilk kez alacağı Kehanet dersi, heyecanlı Quidditch maçları ve büyücülük köyü Hogsmeade bekliyor. Ama Harry'nin öncelikle Sirius Black'in elinden kurtulması gerek. Harry Potter ve Azkaban Tutsağı, beklenmedik gelişmelerle her sayfasında okuru biraz daha şaşırtan, biraz daha heyecanlandıran bir kitap.
  • "Evet," dedi Harry. "Gereken kitaplar-"
    Görevli, Harry'i kenara itip, "Kaçıl oradan," dedi sabırsızca. Ellerine çok kalın eldivenler geçirdi, büyük, yumrulu bir baston kaptı ve Canavar Kitap'ların kafesine doğru ilerledi.
    "Dur," dedi Harry çabucak. "Bende ondan var zaten."
    "Var mı?"  Adamın yüzünde muazzam bir rahatlama ifadesi belirmişti. "Şükürler olsun, zaten bu sabah beş kez ısırıldım-" (sf.67)
  • Hermione, "Çok iyi bir öğretmene benziyor," dedi onaylayarak. "Ama keşke ben de Böcürt'le karşı karşıya gelseydim-"
    "Seninki ne olurdu?" dedi Ron, kıs kıs gülerek. "On üzerinden dokuz aldığın bir ev ödevi mi?" (sf.167)
  • "Şey... daha biz birinci sınıftayken, Harry, yani genç, tasasız ve masumken-"
    Harry gülmemek için kendini zor tuttu. Fred ve George'un hayatlarının herhangi bir döneminde masum olduklarından şüpheliydi.
    "-şey, en azından şimdikinden daha masumken- Filch'le başımız derde girdi."
    "Koridorda bir Tezekbombası patlattık ve nedense bu onu sinirlendirdi-"
    "O da bizi odasına götürüp her zamanki tehditlerini savurmaya başladı-"
    "-cezaya bırakma-"
    "-karın deşme-"
    "-biz de dosya  dolaplarından birindeki, El Koyulmuş ve Çok Tehlikeli olarak etiketlenmiş bir çekmecenin farkına varmadan edemedik."
    "Durun tahmin edeyim-" dedi Harry, sırıtmaya başlayarak.
    "Eh, sen olsan ne yapardın?" dedi Fred. "George bir tane daha Tezekbombası bırakarak dikkati başka yöne çekti, ben de çekmeceyi açıp bunu kaptım." (sf.228)
  • "Aylak, Kılkuyruk, Patiayak ve Çatalak," dedi George, iç geçirerek. Haritanın tepesindeki yazıyı okşadı. "Onlara çok şey borçluyuz."
    "Yeni kuşak kural yıkıcılara yardım etmek için yorulmaksızın çalışmış, soylu insanlar," dedi Fred vakur bir edayla. (sf.230)
  • Harry, Ron ve Hermione bakıştılar. Hagrid'in "ilginç yaratıklar", diğer insanlarınsa "korkunç canavarlar" dediği şeylere hiçbir zaman onunla aynı gözle bakmamışlardı. (sf.259)
  • "Bence o süpürgeye şimdilik kimse binmemeli!" dedi Hermione tiz bir sesle.
    Harry ve Ron ona baktılar.
    "Harry onunla ne yapsın peki?" dedi ron. "Yerleri mi süpürsün?" (sf.267)
  • "Kötü haber, Harry. Az önce Ateşoku için Profesör McGonagall'ı görmeye gittim. O -şey- bana biraz kötü davrandı. Bana önceliklerimin yanlış olduğunu söyledi. Senin hayatta kalmandan çok Kupa'yı kazanmaya önem verdiğimi düşündü sanırım. Üstelik de sırf, önce Snitch'i yakalayacak olduktan sonra Ateşoku'nun seni sırtından atmasına aldırmadığımı söyledim diye." (sf.290)
  • "OTUZ -SIFIR! ALIN BAKALIM, SİZİ PİS, HİLEBAZ-"
    "Jordan, eğer tarafsız bir şekilde anlatamayacaksan-!"
    "Olduğu gibi anlatıyorum, Profesör!" (sf.364)
  • "Fareliğin isanlığından daha iyiyse, bu pek böbürlenecek bir şey değil, Peter." (sf.439)
  • "Gelmiş geçmiş en kötücül büyücüyle savaşmakla eline ne mi geçerdi?" dedi Black. Yüzünde korku verici bir hiddet vardı. "Sadece masum hayatlar, Peter!"
    "Anlamıyorsun!" diye sızlandı Pettigrew. "Beni öldürürdü, Sirius!"
    "O HALDE ÖLSEYDİN!" diye kükredi Black. "DOSTLARINA İHANET EDECEĞİNE ÖLSEYDİN, BİZ SENİN İÇİN BUNU YAPARDIK!" (sf.441)
  • Ron'un gözleri irileşti. Minik baykuş hâlâ avucunda heyecanlı heyecanlı ötüyordu.
    "İstemek mi?" dedi kararsız bir sesle. Bir süre baykuşu yakından inceledi, sonra, Harry ile Hermione'yi çok şaşırtarak, onu koklaması için Crookshanks'in önüne uzattı.
    "Ne diyorsun?" diye sordu kediye. "Kesin baykuş mu?" (sf.509)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder